16 Kasım 2014 Pazar

Anadan Üryan

Samimiyetsizlikten mütevellit "birbirimizi doğru anlayamıyoruz ve sonu acı çekmeye gidecek kadar uzayan bir anlayışsızlık içinde kıvranıyoruz..bir 'samimiyet antlaşması' yapılmalı " demiş Tarhan Gürhan psikeart samimiyet sayısında. Benden de nacizane bir kaç fikir olsun istedim bu anlaşmaya;
Hergün kuşandığımız maskelerden kurtulmalı, kendimizden değil "mış gibi"lerden hızla uzaklaşmalı, kusmalı, ağlamalı hep üstünü yalayıp geçtiğimiz "deniz"e cesaret edip bir nefeste dalmalı.. Dibi olmayan bir deryada yüzmenin; bizi kördüğüm olmuş sıkıntılara, yalnızlıklara, serotonin reseptörlerimizi dolduran ama asla bir muhabbetin boşluğunu dolduramayacak olan antidepresanlara itecek bir kaos değil "ben"i bendeki "öteki"yi keşfetmek adına yapılacak olan doyumsuz bir yolculuk olacağına inanmalı.. "Ötekinin cehennem oluşu"nun ızdırabıyla değil derinlere "boğdunuz" 'öteki'yi(uzaklaştığınız kendinizi) anlamanın/anlamaya yaklaşmanın heyecanıyla ilerlemeli sonra tüm ağırlığımızı o saf suyun içine bırakıp kontrolsuz salınmalı; anne karnındaki gibi huzurla -ama bu sefer bağımsız özgür ve sınırsız bir "sıvı"da- sonra tüm samimiyet tüm 'açıklığımız'la anadan üryan yeniden doğmalıyız.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder